Sual - Kazâya kalmış namâzları olan kimse namâzların sünnetlerini kılmayıb yerlerine kazâ namâzlarını kılsa câiz midir?
Cevâb - Sünen-i revâtib yerine farz kazâ etmek sûretini esâs-ı mezhebde tesâdüf etmedim. Ancak müteahhirîn-i hanefiyyenin kitâblarından birinde gördüm. İsmini şimdi derhâtır edemiyorum. Ama her hâlde gördüğümü ve gördüğüm kitâbın vüsûka şâyân olduğunu biliyorum.
Şeyh’ül-ins ve’l-cinn Abdülkâdir’in Fütûh’ul-Ğayb ismindeki kitâbında şöyle yazılmışdır:
"Yenbeğî li’l-mü’mini en yeşteğile bi’l-ferâizi; fe izâ ferağa minhâ işteğile bi’s-süneni; sümme yeşteğile bi’n-nevâfili. Femâ lem yefrağ mine’l-ferâizi fe’l-iştiğâli bi’s-süneni humkun ve ru’ûnetün. Fe in işteğile bi’s-süneni ve’n-nevâfili kable’l-ferâizi lem yukbel minhû. Ve meselü’l-musallî kemislü’t-tâciri lâ yuhlas lehû ribhahû hattâ ye’huze ra’su mâlihî."*
Kavâid-i esâsiyye-i dîniyyeye göre farzlar var iken hiç bir amel câiz değildir.
Cevâbın ihtisârı: Asıl mezhebde böyle bir meseleye tesâdüf etmedim. Müteahhirîn-i hanefiyyeden bir zâtın kitâbında sünnetler yerine kazâ câizdir diye bir ibâre gördüm.
*Mü’mine yakışan/gereken farzlarla meşgûl olmaktır. Bunlardan boş kaldığında sünnetlerle meşgûl olmak, sonra nafilelerle iştigal etmektir. Farzlardan boş kalmadıkça sünnetlerle meşgûl olmak ahmaklıktır, bönlüktür. Farzlardan önce sünnetlerle ve nafilelerle iştigal ederse bunlar kabul olunmazlar. Namaz kılan için, anaparasını kurtarmadıkça kâr etmiş sayılmayan tacir (tüccar) bir örnektir.
(Not: Arapça metnin transkripsiyonu ve tercümesi için muhterem Takyeddin Zâhid Arvas Bey büyüğümüze teşekkürlerimizi arz ederiz.)
(Sevânih'ul Efkâr ve Sevâmih'ul Enzâr)