Umûm vâridât-ı İlâhiyye, âdet-i İlâhiyye dâhilinde husûl bulmakdadır.. Meselâ buğdayın zuhûru tarlayı ekmek, sürmek ve hasâd yapmaklığa mütevakkıfdır.

İnsânların bütün ef’al ve harekâtı da âdet-i İlâhiyye dâhilinde zuhûr ve bürûza gelmekdedir. Fakat peygamberân-ı izâmdan âdet-i İlâhiyye hâricinde ve kudret-i İlâhiyye dâhilinde zuhûr eden şeylere mu’cize derler. Evliyâ-i ümmetden zuhûr edenlere ise kerâmet derler. Âdet-i İlâhiyye hâricinde ve kudret-i İlâhiyye dâhilindeki zuhûrât avâm-ı ümmetden sudûr ederse firâset denir. Fâsıklardan zuhûr ederse istidrâc derler ki, derece derece kıymetini indirmek demekdir.. Kâfirden zuhûr edenlere ise sihir derler.